“Yargı Birliği ilkesi önemli”
Yargı paketinde güzel başlıklar yer alıyor. Bunlardan bir tanesi, belki de en önemlisi, Yargı Birliği İlkesi. Bizdeki parçalı yargı yapısı; yani idari yargı, askeri yargı, adli yargı türündeki yapı, tasvip etmediğimiz bir durumdur. Çünkü yargı içtihatları açısından oluşan farklılıklar, adalet duygusunu sarsar. Diğer yönüyle de hem idari yargı hem de askeri yargıdaki taraflar arasında, yargıdaki tarafsızlık ve eşitliği ilkelerini sarsan bir durum vardı. Devlete ilişkin dava sıfatında farklı bir yargı yoluna tabi oluyorsunuz. Askerlere dönük yargılama açısından farklı bir disiplin ve yargılamaya tabi oluyorsunuz. Bu gerçek anlamda yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını zedeleyen bir durumdu. Bu nedenle biz bu duruma karşı çıkıyorduk. Nitekim Hukukçular Derneği olarak söylemimiz ve anayasaya ilişkin olan eleştirilerimizin en önemli yanını bu durum oluşturuyordu.
Yargı birliği ilkesi kaçınılmaz bir durum. Kara Avrupası’ndaki mevcut anayasal sistem ve yargı sistemi bakımından oluşan idari ve adli yargı ayrımı, özellikle bizim anayasal ve yargısal sistemimizin, idari yargı sistemimizin adapte edilmiş olduğu Fransa uygulamasında bunu bizzat görüyorduk. Fakat şahsi fikrim olarak da yargı birliği ilkesinin önemli olduğunu düşünüyor, bunu önemli bir gelişme olarak görüyorum.
“Hukuk Klinikleri olumlu katkı sağlar”
Diğer önemli bir husus, hukuk klinikleri diye bir kavram kullandı Sayın Başbakanımız… Eğer lokal sorunlara belli çalışma komisyonları oluşturulup hukukçuların meseleye bakışı anlamında çözüm geliştirmekse bunun da olumlu bir yanının olacağını düşünüyorum.
“Ücretsiz avukatlık konusu tartışılabilir”
Diğer yönden avukatlık ücreti alınmaksızın, ücretsiz avukatlık verileceği meselesi vardı. Bu durum genel algı olarak olumlu gibi telakki edilebilir. Fakat mesleğini avukatlık olarak ifa eden avukatlar için bunun pratikte pek karşılığı olmayacağını düşünüyorum. Mesela DMK uygulamalarında, adli yargının uygulamalarında eleştirilen şey, devletin görevlendirmiş olduğu avukatların önemli bir yanı olduğu doğru, ehemmiyetli bir görev ifa ettikleri doğru ben de katılıyorum. Fakat özel avukatlık anlamında, profesyonel meslek edinmiş avukatlar bakımından bu sürecin eleştirel yanlarının olacağını düşünüyorum. Bu hususun çok dikkatlice ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Eğer bir meslek ücret kabili yapılmadığı taktirde, müvekkil, vekil arasındaki ilişkide yaşanan zedelenmeler, dosyaların gerektiği gibi takip edilmemesi ve neticesinde avukatların denetlenmesi gibi sorunları da çağrıştıracak. Bu bakımdan bu meselenin de yeniden ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
“Avukatlık Kanun Tasarısı baştan ele alınmalı”
Diğer bir yön de Avukatlık Kanun Tasarısı’nın baştan aşağı gözden geçirileceği hususu var. Gerçekten Avukatlık Kanun Tasarısı’nın baştan ele alınması gerektiğini, avukatlığın bir savunma makamı olarak güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, yargı ve silahların eşitlik prensibi çerçevesinde avukatlık mesleğinin sadece bir imtiyaz sınıfı gibi telakki edilerek algılanmasını, bu anlamda sunulmasının doğru olmadığını, mesleği kendiliğinden mesleğin ifa edilişinden, doğasından gelen silahların eşitlik prensibi çerçevesinde avukatlarında bir iddia makamı kadar hatta ve hatta daha da üstün statüde telakki edilmesi devlet nazarında ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü devlet, kamu adına iddiayı savcı tarafından yürütecek. Fakat bireysel özgürlüklerin teminatı, bireysel özgürlüklerin savunulduğu noktanın yargı makamı olduğu avukatlık hususu olduğu, bu bakımdan avukatlık kanununda yapılacak komisyon çalışmaların muhakkak surette avukatlarca, avukatların dahili olduğu komisyonların eline geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Avukatların dahil olmadığı Adalet Bakanlığı bünyesindeki yargıçlardan mütevellit bir heyetin avukatlık kanunu hazırlaması, bu anlamda komisyonda görev ifa etmesini baştan aşağı doğru bulmuyorum. Bu bakımdan sivil toplum kuruluşlarının bu süreç içerisinde aktif olarak yer almasını doğru buluyorum.
“Hukukçular Derneği olarak destekliyoruz”
Hukukçular Derneği Başkanı sıfatıyla ben bizatihi bir sivil toplum kuruluşu temsilcisinin başkanı olarak da bu aktif sürece katkı vermeye hazır olduğumu baştan ifade ediyorum. Ve bu anlamda da çalışmalarımızın olduğunu ve böyle bir komisyona dahil olmak istediğimizi de baştan ifade etmek istiyorum. Önemli yargısal başlıklar var, bu başlıkların çok uzun irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum.
“Sahadaki avukatlardan da görüş alınmalı”
Kamudaki performansa dayalı AK Parti hükümetleri döneminde performansa dayalı memuriyet kavramı hep dile getirildi ama bir türlü gerçekleştirilemedi. Yargı açısından bu anlamda bir değerlendirmeyi şöyle olumlu buluyorum; çünkü yargıçların, savcıların, yapmış olduğu, açmış olduğu davalar, verilmiş olan mahkeme kararları yani yargının “biz hızlandıracağız” anlamında HMK’da, CMK’da çok esaslı değişiklikler yaptı. Fakat bunların sahada olan avukatlardan yeteri kadar görüş alınmadan yapılması yönünde eleştirilerimiz vardı. Bu eleştirileri gerçekten ön inceleme aşamasında getirilen değişikliklerde de aynı şeyleri gördük. Ön incelemenin delillerin baştan toplanması yönüyle bir gerekli olduğu yönünde kanaatlerimiz vardı. Fakat ön inceleme fiili hukuk trafiğinde araya yeni bir sütre koymadan, yeni bir bariyer koymadan başka bir şey ifade etmez oldu kimi davalarda ama kimi davalarda süreci hızlandırdı. Bu bakımdan hakim ve savcıların performans yönüyle değerlendirilmesi, hakim ve savcıların davayı ele alış bakımından ve gereksiz uzatmaları bakımından, hizmeti alanlar bakımından, gerek yargı camiasında avukatların da not verdiği, yine davanın taraflarının da, vatandaşın da bu sürece oy verdiği, dahil olduğu, değerlendirdiği bu sürecin, ümit ediyorum yargıda o hızlanma meselesine katkı sunar. Fakat bu anlamda da yine ben, dava üzerinde çalışan avukatların görüşlerinin alınmasının, komisyon ve çalışma süreçlerinin içerisine dahil edilmesi gerekliliğinin elzem olduğunu düşünüyorum.
kaynak: http://www.hukukajansi.com/genel/yeni-yargi-paketine-tam-destek-h10367.html
